Dünya memleket geyikleri

27 Temmuz 2008 Pazar

Bu da nereden çıktı?

Sonunda ben de blog camiasına katılmaya karar verdim. Söyleyecek bir çift sözüm var. Ama Türkçe konuşmayalı, okumayalı, yazmayalı uzun zaman oluyor ve alımlı çalımlı cümleler kurmakta zorlandığımı hissediyorum. Yazdıklarımı okuyacakların çoğunun İngilizce bildiğini düşünerek esas hikayeleri İngilizce yazmaya karar verdim ve ne yazık ki burada o hikayelerin çevirileri yer almıyor. Ama Türkiye’yle ilgili bazı şeyler karşıma çıkıp duruyor. Yalnızca vatandaşlarımla paylaşabileceğim küçük hikayeler aklıma geliyor. İşte bunları paylaşmak için buradayım.

Ama cidden normalde daha keyifli yazdığımı unutmamaya çalışın. Şu anda İngilizce yazarken çok daha kıvrak davranabiliyorum ama Türkçe yazarken sanki düşündüklerimi çeviriyormuşum gibi geliyor (üstüne üstlük Türkçe’nin grameri de ters olduğu için iyice başım dönüyor bazen, çabucak yoruluyorum.) Ettiğim cümle sürç-ü lisan için peşinen af dilerim.


Başlıyor, başlıyooooooor……

1 yorum:

homeros dedi ki...

İngilizce ile pek aram olmadığı için, bana da doğal olarak ingilizcenin grameri ters geliyor, ne garip değil mi? Ama bazen ingilizce, bazen türkçe düşünmek zorunda kalmak baş dönmesinden ziyade, beyninin farklı kısımlarını çalıştırmaya yarıyordur, bir de bu açıdan bakalım olaya, öyle değil mi?